12 Kasım 2012 Pazartesi

İradi Ümmilik


"İrâdi ümmîlik", şuuraltına mütemadiyen kastî ümmîlik vâ'z edilen, bilinci türlü mazarrın tasarrutu altında meflûç bir kimsesiz nesle yol gösterecek en özel bir kılavuz, her şeyden öte eşsiz bir medeniyet projeksiyonudur.
Eflâtun'dan Voltaire'e, Nietzche'den Sartre'a hiç bir Garplı mütefekkir ve Avrupa menşe'li fikriyatın eteklerine bile erişemeyeceği bir zirveler zirvesi, basübadelmevtimizin hayat iksiridir. Sadece bu rehberliğiyle bile O, hürmete layıktır. Bu medeniyetin, ihyâya lâyık olduğu kadar..

Öte yandan, İradî ümmîlik, bilgi felsefesinde açılan bir çığırdır, belki ilerde daha iyi anlaşılacaktır. Bilginin -zarurî görülen- her çeşidini temerküz, ve bunların mütemadi istihsâl süreçlerine aktif katılım, bir anlamda bu merhaleleri baştan sona tanzim ve ta'dil etme, binnetice tüm bu temerküz sürecini "unutma" ve "sıfırdan başlama" diyebileceğimiz ümmilik safhası. Evvelindeki iradi sıfatı, tüm melekelerin belli bir gaye uğruna teşmil edilerek bilfiil kullanılması, ve ilginçtir ki, sonradan "unutulması"na işaret eder. Peki neden bunu yapmalıyız? Son cümleleri daha kısa tutacağım zira birkaç cümle hepsine yetecek: " uğruna kimilerinin deli gömlekleri giydiği, hatta çoğu zaman bizzat kendilerinin birer deli gömleği haline geldiği ideolojilerin ve izmlerden, irademizi müstağni kılmak, ve Doğu'nun hikmetleriyle "terbiye" ettiğimiz kalbimizin safına, Batı'nın takdir edilesi ilmî tecessüsüyle ve onun beynelmilel fikriyatıyla "ta'lim" ettirdiğimiz zihnimizi ikâme etmek. Doğu asırlardır, kalbini terbiye, zihnini talim eden münevverlere ihtiyaç duyuyor. Onların ayak seslerini duymak ne güzel. bir gün onların ayak izlerine yüz sürmek bile imtiyaz kapısı olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder