Türkiyede tarih konulu tv
programları yakın zamana kadar yaygın değildi. Birkaç başarılı istisna dışında
tarih, televizyon ekranlarında saatlerce tartışılmaya anlatılmaya uygun
görülmeyen (elbette rating kaygısı) bir konu olarak görülüyordu. Bunda gerçeklik
payı yok değil. Eğitim sistemimizin tarih öğretimi konusundaki yetersizliği bir
yana, bir çok insan bu dalı gereksiz bilgiler yığını olarak görüyor. Belki de
tarihi anlamsız sayılar ve kelimelerin ezberlenmesi olarak görüyoruz.
1071,1453,1789 gibi rakamlar, birçoğumuzun okul sıralarında kabusuydu. Okul
bittiğinde de bunlardan kurtulduğumuza şükrettik.
Televizyon izleyicisi politika
tartışmalarına büyük rağbet gösteriyor. Bunda siyasetin neredeyse herkesi
ilgilendiren şümullü bir konu olması yanında milletimizin seyretmekten çokça
keyif aldığı kavga gürültüye de ortam hazırlaması bir gerçek. Ekranda
birbiriyle tartışan hatta yeri geldiğinde canlı yayında olduklarını unutup
yumruk yumruğa kavga eden yaşlı başında adamları izlemek hep çekici geldi. Tarih
ise “olmuş bitmişliği” ile, “heyecansızlığı” ile çoğu insan için uyku
düzensizliğine iyi gelen bir zihin jimnastiği!
Birkaç yıldır, gazeteci Murat
Bardakçı ve akademisyen Erhan Afyoncu Tarihin Arka Odası isimli programla
evlerimize konuk oluyor. Bu ikisi banko olmak üzere, diğer katılımcılar sürekli
değişti. Pelin Batu ve Selin Barlas denemeleri rating anlamında kısmen faydalı
gözüktüyse de programın ağır toplarının iğneleyici sözleri karşısında iki genç
bayan da dayanamadı. Çoğu kez sözleri kesildi, sabaha kadar kendilerine söz
verilmedi (deyim olarak değil, gerçekten “sabah saatlerine kadar”) Pelin
Batunun ağlamaklı tavrıyla isyanı hala hafızalarımızda!!!! Masaya çıkmışlığı,
canlı yayında uyumuşluğu da vardır.

Tarihin Arka Odası, birçok
program için iyi bir örnek oldu. Diğer kanallarda da tarih temalı programlar
yayınlanmaya başladı. Ahmet Kekeç ve Mustafa Armağanın katıldıkları bunlara
örnek olabilir. Ancak tv izleyicisi her zaman Tarihin Arka Odasına farklı bir
yer ayırdı. Rating oranlarına baktığımızda hala hatırı sayılır bir kitle
tarafından takip ediliyor, interaktif özelliği sayesinde büyük kitleleri
tartışma içine çekmeyi başarıyor. Tabi ki Murat Bardakçının zaman zaman ölçüyü
aşan çıkışlarını da bir kenara not etmek gerekir. Ama bazı e-postalar var ki
eminim bir çok seyirci aklından Bardakçıdan daha sert şekilde mukabele etmenin
yollarını düşünüyordur. Bu tip mesajlara örnek vermeye gerek yok sanırım,
programın müdavimleri iyi bilir.
Genel olarak baktığımızda, bazı
olumsuz yönlerine rağmen Tarihin Arka Odası, televizyon kültürü açısından bir çığır açmıştır. Çok değerli isimleri
konuk alarak hem ilgili araştırmacılara hem ortalama tv seyircisine önemli bir
imkan sunmuştur. Bu haliyle, mevcut kitlesini koruyacağa benziyor. Bakalım
neler olacak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder