8 Kasım 2012 Perşembe

Geleceğin Tolstoyuna Mektup

Merhaba,

Herkesin bildiği üzere, ülkemizde bir çok edebiyat dergisi var. Bunların bir kısmı, özellikle yerelde çıkarılanlar, genç kalemlere önemli ölçüde fırsat tanıyor. Genç kalem dediğimizde aklımıza ilk gelense genelde heyecanlı şiirler ve bazen de hikayeler. Bunlar geleceğin yazarları için önemli fırsatlar olarak değerlendirilir. Eğer sizin de hayalleriniz arasında Nobel Edebiyat Ödülü almak, dünyaca tanınmak, onlarca dile çevrilecek eserler ortaya koymak varsa, birkaç önerim var:



-İyi bir gözlemci olun: İyi bir yazar, her şeyden önce başarılı bir gözlemcidir. Çevrenizde olan bitene dikkat kesilin. Üniversite kafeteryasında oturmak ilk bakışta boş ve zaman öldürücü bir eylem olarak görülebilir. Fakat etrafınızdakilerin sohbetlerine kulak kabarttığınızda yeni dünyalara açılmak için fırsatlarla yüzyüze geleceksiniz. İşte, üç ortayaşlı hanım kocalarını çekiştiriyor. İşte iki kafadardan derbi muhabbeti. İşte akademisyenlerin politik tartışması. İlginiz hangi yöndeyse oraya yoğunlaşın.


-Sık ve yoğun yazın: Ancak bu şekilde kalemle kuvvetli bir dostluğa sahip olabilirsiniz. Kalemle dost olmak ve kalmak yazarlık serüveninin can alıcı noktasıdır. Bu olmadığı takdirde etkileyici bir üsluba sahip olmak imkansızdır. Sözünü etmişken şunu da söylemeden geçmeyelim. En beğenilen eserler zor şartlarda yazılmıştır. Kimisi zindanda, kimis sefalet içinde, kimisi yağmurlu bir havada. ve elbette kalemle. Bilgisayarsız bir dünya mümkün değil, lakim kalemsiz de bir yazar düşünülemez.

-Dergilerle iletişim kurun. Cemil Meriç dergiler için hür tefekkürün kalesi diyor. Aynı şekilde yerel dergiler de edebiyatın nefes aldığı noktalardır. Buralarda geleceğin yazarları yetişirken birçok editör kendini yetiştirme imkanı bulur. Genç yaşta görev aldığınız dergiler ilerde artı hanenize yazılacaktır. Mümkün olduğunca çok dergiye yazı gönderin, peşini bırakmayın,ısrarla temasınızı sürdürün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder